Çömlekçiler Mahallesi
Seksenlerin başlarına kadar, Çubuk üç mahalleden oluşuyordu. Şimdi Yavuz Selim Mahallesinin olduğu bölge ’’Yukarı Mahalle’’. Cumhuriyet Mahallesi ise ‘’Aşağı Mahalle’’ idi. Çayın karşı tarafı ise ‘’Karşıyaka Mahallesi’’(Barbaros ve Atatürk Mahalleri) idi. Aşağıda anlatacağım bölge, şimdiki Atatürk Mahallesinin bir bölümünü kapsamaktadır.
Bir tarafı Tahtalı Cami’den Laz Yusuf’un(Yusuf Zengin) evine, bir tarafı da Kurban Tepe’nin altından mal pazarına(eski Pazar yeri, şimdi yüksek katlı binaların olduğu yer) kadar inen bölgeye Çömlekçiler Mahallesi denirdi. Niye böyle söylendiğini araştırdığım da ise, ellili ve altmışlı yıllarda mal pazarının kenarında Konyalı iki veya üç ailenin burada çömlek yaptıklarını, bu yüzden de bölgeye böyle dendiğini büyüklerimizden duymuştuk. Çömlekçiler Mahallesine yetmişli yıllardan baktığımızda, bu kadar yoğun bir yapılaşmanın olmadığını görüyoruz. Genelde bahçeler, bazılarının içinde de tek katlı evler vardı. Perşembe günleri pazarla birlikte mal pazarı da kurulurdu. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların alım satımı buradan yapılırdı.
Mal pazarının bir tarafı çaya, bir tarafı ise kurban tepeye bakıyordu. Kurban tepeye bakan tarafının güney yan tarafında Mehmet, Şani ve Hayali Pehlivan’ın evleri vardı. Kuzey baş tarafında ise Necip Keser ve oğulları Satılmış ile Yaşar Keser’in evleri vardı. Onların karşı tarafında ise Ayhan Şanal’ ların evi vardı. Mal pazarının kurulmadığı diğer günlerde bazen buraya kumpanyalar gelirdi. Uzun bacaklı adam, ipte yürüyen kadın’ ı hatırlıyorum. Bizim cambaz’ ın lakabı burdan mı geliyor acaba. O kadar hareketliydi ki, O mutlaka ipin üzerinde yürümüştür.
Yukarıya doğru çıktığımızda üst taraftaki yolun(Adnan Menderes Cad) Pehlivan’ ların hizasında Çobanoğulları’ nın sucuk imalathanesi ve evleri vardı. Onun kuzey tarafındaki boşlukta ise Ethem Fidan’ın biriket imalatı da yaptığı, inşaat malzemeleri satılan ardiyesi vardı. Bu bölgeden Kurban tepeye direkt olarak çıkan bir yol yoktu. Kurban tepeye paralel olan iki veya üç tane ara yol vardı. Sabah saatlerinde Karşıyaka mahallesinin bütün büyükbaş hayvanlarının kendi başlarına, Çömlekçiler mahallesinin içinden geçerek(Adnan Menderes Cad) toplanma bölgesine gittiklerini görürdüm. Oradan da çoban nezaretinde yaylıma çıkarlardı. Akşam saatleri olunca çoban aynı yerden onları salar, hepsi de kendi halinde evlerine dönerlerdi. Başlarında kimse olmadan bu şekilde gidişlerine önce çok şaşırmış, daha sonraları alışmıştım.
Bu Mahalle de yetişip, büyüyen Ayhan Şanal, Hüseyin ve Ali Zor, A. Kadir, Kazım ve Mustafa Pehlivan, Mevlut Özçelik, Nuri Fidan, İrfan Keser, Av. Mustafa Bilici, Ecz. Sezai Zengin aklıma gelen bazı isimlerdir.
Kurban Tepeye çıkınca ya da bu mahalleden geçerken hep aklıma gelir. İlk yerleşim yeri olarak buralar neden düşünülmemiş diye. Çünkü aşağıya doğru meyilli olduğundan, birbirine gölge etmeyen, harika manzaralı, muazzam Osmanlı evleri yapılabilirdi. Herhalde baraj yapılmadan Çubuk Çayı’nın debisi yüksek olduğundan ilk yerleşim yerleri Yukarı Mahallede yoğunlaşmıştı. Her ne kadar düzenli bir imarı ve yapılaşması olmasa da bu mahalleyi hep sevmişimdir.
Yukarıda isimleri geçen isimlerden hayatta olanlara sağlık ve esenlikler, Ahirete göç edenlere ise Allah’tan Rahmet diliyorum.
Kalın Sağlıcakla
Fatih Yaşar Arslan
Anasayfa | Nöb. Eczaneler | Hakkımızda | Künye
© 2008 Çubuk Sesi Haber